Kıymetli Dostlarım,
İnsanoğlunun bir tüketim toplumuna dönüşmesi sonucunda dünyadaki kaynakların hızla yok olduğu günlere doğru ilerliyoruz. Her şeyin sanala dönüştüğünü göz önünde bulundurursak, 'yeni dünya düzeni' içerisinde sıkça dillendirilen ‘yapay et’ ‘yapay süt’ gibi kavramlara alıştırıldığımızı görmekteyiz. Laboratuvar ortamında üretilen et, süt, insan vücuduna ne kadar uyum sağlar, bunların üretimini yapanlar ne kadar iyi niyetli, bizlere ne yedirip içirecekler sorularına girmek bile istemiyorum; zira her bir alt başlık kendi içerisinde günlerce tartışmaya açık bir alan barındırıyor.
Ben. bugün Kurban Bayramı münasebeti ile olayın duygusal ve toplumsal tarafına değinmek istiyorum. Demem o ki; ilerleyen yıllarda iki önemli bayramımızdan biri olan Kurban Bayramının yok olmaya doğru bir evrilme içerisinde olduğunun tehlike çanlarını hepimiz duyuyoruz artık. Zaten yaşanan ekonomik krizler neticesinde her yıl kurban kesenlerin sayısı git gide azalırken, midesi bayramdan bayrama et gören fakir fukaranın rızkı da iyiden iyiye azaldı maalesef...
Neydi bayram?
Zenginin fakire el uzattığı, paylaşmayı, yardımlaşmayı, toplumsal birliği iliklerimize kadar yaşadığımız günlerdi…
Ramazan Bayramında fitre ve zekatla, Kurban Bayramında kesilen kurbanın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmasıyla Allah’ın rahmet elinin tecelli etmesi idi toplum üzerinde. Ķüslerin barıştığı, sevginin, saygının, aile birliğinin yaşandığı, yaşatıldığı günlerdi bayramlar…
Bayram nefsi kurban etmekti, paylaşmanın huzuruna eren için. Bayram vuslattı, kavuşmanın mutluluğunu bilen için. Bayram arınmaydı, ruhunu erdemle süsleyen için. Henüz vakit varken bayramlarımıza, değerlerimize sahip çıkalım.
Örf, adet, ananelerimizi yaşatalım ki çocuklarımıza bırakacağımız bayramlarımız olsun. Bir kaç fakir kapısı çalarak, birkaç çocuğun kalbine dokunarak, anne babalarımızın hayır duasını alarak, eş dost, akraba ziyareti yaparak sahip çıkalım bayramlarımiza. Kimliğine sahip çıkmayan toplumlar yok olmaya mahkumdur. Biz, varlığımızı ilelebet koruyalım. Kavuşmaların, yardımlaşmanın, birlik ve beraberliğin günü olan bayramınızı en samimi duygularımla kutluyorum. “Yapay etlerin” sofralarımıza dayatıldığı günler gelmeden; değerlerimiz daha fazla sömürülmeden, henüz vakit varken, bayramınız bayram ola...
Meryem AKIN
